İşçi-patron uyuşmazlıklarında yargı, işçinin küfür veya kötü niyet çerçevesinde telaffuzunun tartışılmasında son noktayı iş sözleşmesinin patronlar tarafından feshedilmesi olarak koydu. Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi, patronun temsilcisine küfür ettiği için tazminatsız işten çıkarılan işçi için sevindirici bir karar verdi.
2 yıldır bir şirkette depocu olarak çalışan genç, kendisine baskı yaptığı iddia edilen amirine “Allah kahretsin, çık çocuğundan” deyince tazminatsız olarak işine son verildi. . Küfür ettiği için işten atılan depocu, İş Mahkemesi’nin kapısını çaldı. Davalı işveren tarafından iş sözleşmesinin haksız yere ve ihbarsız feshedildiğini, tazminatın ödenmediğini ve fazlalık haklarının saklı tutulduğunu ileri sürerek davalıdan kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. ilgi alanları. Davalı işveren; Davacının görevini gereği gibi ve zamanında yapmadığını, kendisini uyaran arkadaşları ve üstleri ile tartıştığını ileri sürmüştür. İş Mahkemesi, davacının işyeri müdür yardımcısına “Allah kahretsin, çocuğunun içinden çık” demesine dikkat çekti. Mahkeme, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-b,h maddesi uyarınca patron tarafından yapılan feshin işveren açısından haklı fesih olduğu sonucuna vararak davayı reddetmiştir. Kararı davacı emanetçi temyiz etmiştir. Bölge Yargıtay Hukuk Dairesi emsal bir karara imza attı.
Küfürlerin hakaret değil, kötü niyet çerçevesinde olduğu vurgulanan kararda, “Davacının işyeri avukatı ve kurumdaki bazı çalışanların işyerinde kendisini sürekli yıldırdığını, mobbing uygulayarak iş akdini feshetmeye zorladılar.Davacı patrona rağmen, davacının 4857 sayılı iş sözleşmesi.İş Kanununun 25/II-b ve 25/II-h maddeleri uyarınca haklı nedenle feshedildiğini ileri sürmesine rağmen , davacının haklı fesih fiilinin varlığının ispatlanamadığı açıktır, feshin doğasında bulunmadığı ve onur kırıcı olmadığı için haklı sebebe dayanmadığı değerlendirilmiştir. , erdem ve prestiji.Mahkemenin kararının bozulmasına ve davanın kabulüne karar verildi.” – BURSA
